28 Mart 2008 Cuma

BaĞLı göZLerde duYGu yoK...



Bir katilim ben.
Sadece bir can almakla suçlanamam, yaptığım daha acı ve kötülük kokar.
Sadece seviyordu. Kimi zaman gülmesine karşı koyamam, onu öpmeye çalışırken utanarak kasılır, o an bir düşmüş gibi gözlerimi kapar, her kadından korktuğum kadar da korkardım ondan.
İnanmayabilirsiniz ama o zamanın yaratıcısıydı. Güneşe hakim, gecenin sahibiydi. Zamanı durdururdu sadece sözleriyle. Yanıbaşımda yatarken suskun ve ısıltılı gözlerinemi, yoksa beynimin içinde dolaşan seslerinemi inanayım bilemiyorum. Kiminiz "onu hissetmek", kiminiz "hayalperestlik" diyebilirsiniz ama yürekten biliyorum onun beni sevdiğini ve daha büyük vicdan azabı ve bitmez bir yalnızlık hissediyorum. Gece gözlerimi alma, düşlere bu kadar çabuk kaptırma. Yanıbaşımda hala, uykurken beni izlediğini biliyorum. Acaba gözlerim kapanana kadar sesinin kullaklarımda çınladığını biliyormu?
O günün aydınlanmasını istediği için güneşi yükselti tepeye tanrı. Gözlerimi açtığımda hala beni izliyordu, sigarasını içerkende, kendimi bulduğumda da.Yokluğunda bir an güneşe bakıp rüzgârla konuştum odanın balkona açılan kapısından dışarı. Rahatca koltuğa yayıldım gün ışığı suratıma vuruyordu. Yabancı olduğum bir evde küçük objelerde geçmişin izlerini arıyordum. Yanıma geldiğinde beni izlemesi için boş duvarlara baktım. Onun beni izlemesi bana büyük bir mutluluk veriyordu.
Bir gün boyunca yanında ölü bir gül kadar acınacak halde, bir bulut kadar solgun yolun bittiği yere gittik. Son defa daha bana bakarken gözlerinde ki hüzünmüydü, kalbinde benim taşıyamayacağım acıya sahipmiydi? Ben ise hala kararsızmıydım? Benim kadar ruhsuz bir bedenden ne istemiştide hayat, sevgiyle karşılaştırmıştı. Ben ise layık değilken ona...
Sonra sessizlik
Tükenmeyen sessizlik
Sessizlik
... *
Belki ömür boyu yerinden kopardım kalbimi. Leş bir ölü yiyiciyim, sonu olmayan bir yolun yolcusu. Aslında kendimin katiliyim. Günlerce aramadım. Ne hissettiğini düşünmeden yalnızlığa adadım kendimi.
Hayır... Yalnızlığa hapsettim bedenimi.
Yatağıma bağlandım, damarlarımda kanlar çekilirken, ciğerlerim nefes vermeyi redderken sadece tek bir duyguyla avuttum kendimi;
“Hiçlik”


* arada ki boşlukları doldurmak ne kadar zor. adı "SaNCı" olsun o zaman!