13 Eylül 2008 Cumartesi

MeleK... (Özlem'e)



karamsarlığın gölgesi düşen melek;
ayak parmaklarıyla bastıda toprağa,
bereketli toprak erezyona uğradı.
kana bulanmış yapraklarla uğuldadı orman
dallarını sakla benden koca ağaç, sevgimi kaybetmedim
kim demiş "sevmeyeceğim" diye?
dileğimi duyan perilerin gizli gülücükleri
denizlerden çok öteden gelen kokuları getirdi
ot kokuları duyarak, baykuşun sinsi bakışlarına yakalandım
dileğimi fısıldayan orman, beni izleyenmi var?
sakinliğin nerde kaldı senin, güneşi kaybeden ağaçlar
gecemi gündüze döndürmek için kaldırdım ellerimi
dallar güneşi gösterdi de, bir karabasana yakalandım
sonra kara düşler, alice harikalar diyarında
cadının aynasında beni izleyen kötücül
ve periler başımda döndüde gözyalarımı hatırladım
lanetli orman insanı, kurt adamın gözleri, kalbimde
korku yok çirkinde olsa, dışlasada, kalbini gördüm
o zavallı ormanda kalmış insan, karanlığa hükümlü
korkum varolsada, gözlerinde gözlerimi gördüm
ve baktım, sözlerim korkutmasın diye canavarımı.
kalbine dokunsam, korkunç bedeni izin verirmi,
karanlığa saklı yüzü, yufka bir yürekmi taşır?
inilti dolu sesi, yüzüme vuran nefesi
"çirkin adam gögsüne yaslansam gidermisin?"
rüzgarın siddetli öfkesi, dalların arasından girdi de
tükürüklere gökyüzünden kopup toprağa vurdu
parmaklarını kaldırdı ve konuşmayı beceremeden kaçtı
sessiz bir his bıraktı, var olmamış bir hatıra...
kaçısından daha acıydı, kalbimde varolan duygular
ot kokularını duyarak, baykuşun sinsi bakışlarını yakaladım
hayali var olmasın karanlıkta, karanlık bir başlangıç
ters yöne başladığım yere, kurumuş toprağa
güneşi kaybetmiş gökyüzü, yüze bakan aya dönerek
parmak uçlarında yükseldim, sabaha açılan cennete
son kez, onu kaybetmişken beni izleyen senmiydin?
meleğin acı dolu çığlığı bir zaman sonra duyuldu
"ben gökyüzünden düşen öfkeydim, ruhları ayıran"
1-2 eylül gece 08