23 Eylül 2007 Pazar

PAn



ask dudaklarının ardında
dilinin ucunda
sözdeki anlamda
uzun koridora girdik
gölgeler perdeler arkasında
aç perdeleri, gölgeyi yakala
ısıkların oyunu, yansıma
dikkat et gölgeleri karıştırma
ay ısıgı dansı
panflütüne üfle keçi ayaklı
koş kırlar üstünde
ruhumuza ver paniği
korkularımız açıga çıksın
keçi ayaklı Pan
boynuzların ve sakalın
mistik görsellik
keçi tanrı
koyuna dönmüş insanlıgımıza
biraz korku, biraz bilinç
bize yasat kaybettiklerimizi.
ve gün geldi
güzel nymph, aklımı basımdan aldı
kutsanmış güzel deniz kızımısın
yavassa yanına gölün kenarına
ruhunun yanına oturuyorum
zehirini bırakıyorsun gözlerime,
acıyı veriyorsun dudaklarıma.
sarsıntı. Hades'in öfkesi
ölümün tadı dilimde
gögsüme dogru iniyor
Hamleti öldüren zehirli kılıç
kalbimi yarıyor
Pan'ın korkusu "panik"
zehir dolu bedenim sendeliyor
kaybolus, gölün akıntılı sularında
acılarımı dindiren Lethe
akıntıya kapılıp lanetlilerin arasına
cehennemin dibine ulasıyorum
gözyaslarımı akıtacam suyuna
ve acılarımı unutucam içince
güzel nymph çok uzakta kaldı
belki panflütün büyüsüne kapıldı
onun yokluguna bir yaş daha
ve içiyorum, "Lethe" suyundan
acımı dindirmek için
yavaşca uzanıyorum topraga
karanlık gökyüzü
ve Styx den gelen Charon görünüyor
ona sesleniyorum
Hades'in ayaklarının dibine
ölümün soguk nefesini hissetmek için
ondan yardım diliyorum
uzun bir yol, karanlık yolumuzun üstünde.
ölümün krallıgındayım
ateşin acımıza acı kattıgı
korkunun yüzümüze güldügü yerde
dönüyorum ve söylüyorum;
"ya ölümlü canımı al
yada güzel yüzlü sevgilimi ver
Pan'ın ellerindeyse, ölümü tattıysa
kaybolmadan önce bedenini,
bedenine sahip ruhunu bana ver"
seytanın ürkütücü sesi, sinsi gülüsü;
"ölümüde verecem yaşamıda"
bakışlarımda karartı
isteksizce uykuya dalıyorum
kendimi buldugumda;
sevgilimin yanına, gölün kenarına
ruhunun yanına oturuyorum
zehirini bırakıyor gözlerime
acıyı veriyor dudaklarıma
Pan'ın korkusu "panik"
zehir dolu bedenim sendeliyor
kaybolus, gölün akıntılı sularında
acılarımı dindiren Lethe
akıntıya kapılıp lanetlilerin arasına
cehennemin dibine ulasıyorum
aynı acıyı tekrar tekrar yasıyorum
tekrar ölüp tekrar hayat buluyorum
Hades'in sesi;
"ölümüde verecem yaşamıda".
hayat kaybolmuşluga yol açıyor
tekrar tekrar birbirinin aynısı
yaşamların pesindeyiz
aynı acılar, aynı hatalar
panflütünü üfle keçi ayaklı
biz koyunlar sese kulak verip
günahlara koşacagız
eger aklımız başımıza gelirse
Pan'ın korkusuyla panikleyecegiz.

GüNaHLaR, öNCekiNiN DEvAMı



bıraktığımı biliyordun
çok zaman önce çok derinde bir yerde
onu görmüştüm, bakışları acı doluydu
beni görmüştü, adalet dağıtan yargıçtım
önümde diz çökmeliydi
öyle yapmalıydı kudurmuş öfkemden
beni bitiren yobaz açlıktan
kanımı emen kuduz sömürüden
acı dolu çığlıklarla af dilemeden,
lanetli ellerimle ölümünü ilan etmeden
önümde diz çökmeliydi
kendini korumak için...
çıplak ayaklarımla ateşten toprağa basıyorum
bedenim çıplak, doğduğum kadar
günahlarımın darbeleriyle kana bulanıyorum
derin yaralar, akan kan
topraga düştükçe kristale dönüsüyor
gözlerimin göremeyeceği kadar uzun
günahlarımın bana açtığı yol...
sessizlik suskun bir çığlıktı
hissettiren, varlığını anlatamayan
yaklastıkça çoğalıyor
görüyorum ağlıyor büyük bir hüzünle
kaderi ellerimde
sen günahlarım
canını almaya geldim...
o derin çığlıkların ve hüznün
kandıramayacak, aldatamayacak düsüncelerimi
yokolmaya yaklasan iblis
ateslerin dansına tanık
ellerimle kalbimden söküp
suratına atıyorum pisliğini
ve sonsuz uçuruma bırakıyorum
o değersiz arzu ve sapkınlıklarını...

22 Eylül 2007 Cumartesi

GüNaHLaR



çok derinde...
olduğunu bildiğimiz ulaşamadığımız
bedenimizin çıplaklığı
aynada yansımamız
çığlıklara karışamayan bağrışlar
o üstümüzde gezinirken
acımasızca kemiriyor, kana buluyor yaraları
solmuş harflerle kazınmış adı
mezar tasının üstünde yazılıydı
ve ne garip öldüğünden habersiz
ağlıyor yansımam kederle
sessizlik... derin, huzurlu sessizlik...
yukarılarda bir yerde
orda...
elleri gökyüzüne ulaşmış
ayakları toprağa gömülü
yüzünden okunuyor çektiği acıları
ne şiddetliydi
ne acı doluydu aynayı kıran bağırışları
ulaşmak istiyordu, toprağı sürüklüyor
ışıklar çatlaklar arasında açığa çıkıyor
ulaşması zor...
uzakta kaldı, çok derinde bir yerde
iç yakan bağrışları duyuluyor
yok artık, gitti...
sessizce uzaklaşıyorum
kırık bir aynada günahlarımı bırakarak