Özgürlüğü elinden alınan bir varlığın iç çekişiyle kollarımı açtım. Düşmeyi çok seven bir yapraktım, rüzgâra tutunur bir hamleyle alabora olurum. Düşmeyi başarırım ama yılmam. Önce kururum sonra çatlarım ve tozlara ayrılırım ve toz taneciklerim dört bir yana savrulur. Bir taneciğim, kaderin bilinmezine giden bir savaşçı kadar korkusuz ve özgür.
Tepetaklak yol alırken bildiğim ama alışamadığım dünyada; öncesinin neden var olduğunu bilmeden neden bir öncekinden farklı bir geleceğin bilinmeyen gölgesinde yol aldığımı düşünürüm. Basit yaşantım bir arayış için fazlaca yetersizdi. Böylece ölmekten başka bir amacı olmayan insancıklardan olmaya karar verdim.
Basitçe beni içine alan yer, içine aldığı diğer farklı benlerle çoktan bir iç çatışma yaratmaya başladı bile. Her gün şiddet ve darbelerle dolu düşüncem, bir istemsizlikle beni yok etme isteğinde bulunuyor. Beynim neden başkalarından farklı olarak sadece yaşamaya değil yaşamama isteğiyle çalkalanıyor?
V. Çığlık
-
I.
Uğultu
Uğultu (Aşk değil..)
Uğultu (Derin ve kasvet)
Uğultu (Çığlık)
Aşk değil bu, derin ve kasvetli çığlığım
Aptal
Aşk değil bu, derin ve kasvetli çığlığ...
Kayboldum
-
Neyin peşinde geçti bir ömür?
Bir hayalin mi vardı?
Sürekli sorulan soruların bir anlamı olmalı.
Düşünmek bile isyana sürükler.
Işığında boğulursun doğruları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder