18 Kasım 2008 Salı

IşıK

küçük bir fahişe olmayı her zaman isterdin
ya küçük bir fahişe olarak kalmayı,
ısığın olmadan karanlık yüzünü göstermeyi?


dengemsin, aç, bir ıssız çölün ortasında olsamda
bir yudum susun, delice arzu ve nefret
ve duyularını kaybetmiş bir hayvanın sana bakarken
kalbinden geçenleri anlamaya meyilli bir oyundasın


yıldızların yer değiştirmelerini garip karşılamazsın
titrek bir günahkar melek gibisin, üzemem asla
o yüzden bana sahip olduguna inanıp
aptallığın beynimi ele geçirisine ses çıkarmam


dünyayı ne zaman ele geçirdin belli etmeden
hissetmeden ne zaman beni kalbinden attın
çakıl taşları, hafif rüzgar, uçusan toz bulutu
çıplak ayaklarımla venüsten uzaklaştım


gece ısıklarını bu kadar anlamlı kılan ne
tutkunuz isteklerinizi karşılayabilirmi
gelin yavaş yavaş ayın doğduğu yere
orda sizi bekleyen ısıksız bir hayat var


bugün karanlığın çok ötesine geçtik
patlamalar yalnız bir dünya bıraktı geriye
bir gün yıldızlara bakarken gördüm seni
gecede saf bir ısık kadar parlaktın


siz benim için; varolmama sebeptiniz
siz benim için; kendini göstermeyen bir yüzdünüz
siz benim için sadece aynaydınız...


(18kasım08)

Hiç yorum yok: